Private Label ürünlerin her geçen
gün daha çok tüketildiği ve çok sayıda tüketicinin güvenini kazandığı bildirilmektedir.
Araştırmalar, özellikle son yıllarda perakende sektöründe faaliyet gösteren markaların
pazar payının gözle görülür biçimde arttığını ortaya koymaktadır. Bu durumun alışveriş yapanların tutumundaki
değişikliği yansıttığı ileri sürülmektedir.
Günümüzde İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, Belçika ve
İsviçre’de satılan her üç üründen birinin özel marka olduğu Avrupa’daki Private
Label derneği tarafından raporlanmıştır. Modern perakendeciliğin gelişmekte
olduğu Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde de, perakende markalarının büyük pazar
payı artışları elde ettiği bildiriliyor.
Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Slovakya’da önemli pay artışları
olduğu ekleniyor.
Araştırmalara göre, pazar paylarındaki bu büyük artışlar
alışveriş yapanların alışkanlık ve tutumlarında değişiklik olduğunu gösteriyor.
Fransa, Almanya ve İngiltere’de alışveriş yapan 3.000’den fazla kişi ile
yapılan ankete dayanan bu araştırma sonucunda tüketicilerin perakende
markalarla bağının fiyat, ekonomik koşullar ve perakende biçimi gibi konuların çok
ötesine geçtiği yorumu yapılıyor. Her üç
ülkede de ayrı bir perakendecilik modeli bulunduğu; ancak özel markaların bu üç
farklı modelde de geliştiği ekleniyor.
Tüketici tutumları ile ilgili
diğer temel bulgular ise şunlar:
- Private
Label daha da yaygınlaşmaya uygundur çünkü daha fazla özel marka almak
istediğini söyleyenlerin yüzdesi daha az alacağını söyleyenlerin çok
üzerindedir.
- Özel bir markanın popülerliği
gıda dışı ürünlere de yayılmaktadır.
- “Sık sık” özel marka satın
alan büyük bir grup ortaya çıkmıştır ve bunların gelecekte perakendeciliği
derinden etkileyeceği düşünülmektedir.
- Alışveriş yapanlar özel markalı
ürünlerin diğer markalar kadar iyi performans gösterdiğine inanmaktadır.
Pirvate Label Ürünler
Nelerdir?
Private Label ürünler bir perakendecinin markası altında
satılan her tür ürünü içerir. Bu marka
perakendecinin kendi adı ya da sadece o perakendeci tarafından oluşturulmuş başka
bir isim olabilir. Bazen bir perakendeci, sadece o grubun üyeleri tarafından
satılabilen markalara sahip bir toptancı grubunun üyesi olabilir.
Hangi Ürünler Private
Label ile Satılır?
Bugün büyük süpermarketler, hipermarketler ve diğer bazı
satış noktalarında hemen hemen bütün ürünler perakendecinin markası ile
satılabilmektedir. Özel marka her tür taze,
konserve, donmuş ya da kuru gıdada; çerezlerde, kozmetik ürünlerinde, reçetesiz
ilaçlarda, ev ve çamaşır ürünlerinde, kendin-yap ürünlerinde, bahçe
ürünlerinde, boyalarda, hırdavatta ve otomobil bakım ürünlerinde vardır.
Private Label’ın
Avantajları Nelerdir?
Tüketici için özel marka devamlı olarak kaliteli gıda
ürünlerini ve gıda dışı ürünleri, promosyon zamanlarını beklemeden, imalatçı
markalarına göre daha uygun fiyatlarla satın alma seçeneğini ve fırsatını sunar. Private Label ürünlerdeki malzemeler imalatçı
markaları ile aynı ya da onlardan daha iyidir ve perakendecinin adı ya da
sembolü ambalajda yazdığı için, tüketici o ürünün perakendecinin kalite
standartlarına ve spesifikasyonlarına uygun olduğunu bilir.
Private Label Nasıl
Üretilir?
Private Label ürün imalatçıları genelde 3 sınıfa ayrılır:
- Hem kendi markalarını hem de özel markalı ürünleri
üreten imalatçılar.
- Belirli
ürün hatlarında ihtisaslaşan ve neredeyse sadece özel marka üretmeye
odaklanan küçük ve orta ölçekli imalatçılar.
- Kendi
imalat tesisleri olan ve kendi mağazalarına özel markalı ürün temin eden büyük
perakendeciler ve toptancılar.
Daha teorik bir yaklaşımla Private Label, üreticinin
pazarlama süreci üzerindeki kontrolünü perakendeciye devrettiği bir marka türü
olarak tanımlanabilir. Yani, söz konusu
ürünün etiketi üzerinde kimliği çok açık bir şekilde belli olmayan üreticiler
tarafından üretilen ürünler perakendeci veya distribütörlerin ismiyle satışa
sunulmaktadır.
İngiltere’de ürünler içinde Private Label payının % 35’in
üzerinde olduğu bildirilmektedir. Sainsbury’s
süpermarketler zincirinde satılan Sainsbury Classic Cola ürününün zincirdeki kola
satışlarının % 65’ine ve İngiltere pazarının % 15’ine sahip olduğu söylenmektedir. Sainsbury’s satışlarının yaklaşık % 60’ını
özel markalı ürünler oluşturmaktadır. İspanya’da
DIA’nın satışlarının yaklaşık % 50’sini özel markalı ürünler oluşturmaktadır.
Fransa’da Carrefour özel markaları sayesinde pazar lideri olmuştur. ABD
pazarında özel markalar Avrupa pazarında oldukları kadar yaygın ve güçlü
olmasalar da toplam pazarın yaklaşık % 19 kadarı bu tür markalara aittir.
Private Label ile ilgili araştırma yapanlar, markaların başarısını
öncelikle düşük fiyatlarla açıklamaya çalışmışlardır. Ancak bazı araştırmacıların ifade ettiği gibi
özel markalar pazar liderinden daha düşük bir fiyatla pazara sürülseler dahi
pazarda bulunabilecek en ucuz alternatifler değillerdir. Bunların yerine
pazarda bulunabilecek en ucuz ürünler “no-name” olarak adlandırılan
markalardır. Pazarın ekonomik durumu ile
özel markalı ürünlerin başarısı arasında negatif bir korelasyon bulunabileceği
de ifade edilmektedir. Pazar
ekonomisinin refah döneminde bulunduğunda müşterilerin markalı ürünleri tercih
edeceği, ekonomik durumun iyi olmadığı pazarlardaki müşterilerin ise özel
markalı ürünleri tercihe yönelecekleri ifade edilmektedir. Ekonomik durgunluğun yaşandığı pazarlarda özel
marka satışlarının, markalı ürünlere oranla daha yüksek olması beklenmektedir. Fiyat
temelli bu beklentilerin bir sonucu olarak, kişisel gelirin nispeten düşük olduğu
Hindistan’da bulunan bir süpermarket zinciri (FoodWorld), pirinç, şeker, reçel,
çorap ve yer temizlik ürünleri gibi 15 ayrı ürün kategorisinde Private Label
olarak yıllar önce piyasada satmaktadır.
Bazı araştırmacılar, müşterilerin markalı ürünler ile özel
markalı ürünler arasında kalite farkı bulunduğuna inandıklarını ortaya
çıkarmıştır. Aslında müşterilerin marka
tercihleri büyük ölçüde satın almadaki riskle [performans riski] ilişkilidir.
Satın alma sırasında karşılaşılabilecek risk farklı şekillerde ortaya
çıkabilir. İlgili ürünün fiyatıyla müşterilerin harcanabilir gelirleri
arasındaki oranın bir sonucu olan ve ürünün fiyatı müşterilerin harcanabilir
gelirine oranla daha yüksek paya sahip olduğunda artan risk (finansal risk),
ürünün performansından emin olmama endişesi (performans riski), özel markaların
sosyal kabul görmeyeceği endişesi (sosyal risk), ürün performansının
kullanıcıya fiziksel zarar verme riski (fiziksel risk) ve ürünün müşterinin
imajına uymaması (psikolojik risk) satın alma kararındaki riskler olarak ele
alınabilir. Bu araştırmacıların bulgularına
göre, private label satın almada algılanan risk, bu tür markaları satın alanlar
ile satın almayanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde ortaya
çıkmıştır. Özel markaları daha az satın alanlar, özel markaların daha düşük
kaliteye sahip olduğunu dolayısıyla bunları satın almanın finansal bir kayıp
olduğunu düşünmektedirler. Ayrıca özel markaları daha az satın alanlar, özel
marka satın aldıkları takdirde “ucuz” insanlar olarak
nitelendirilebileceklerine daha fazla inanma eğilimindedirler.
Öte yandan, Private Label başarısının arkasındaki gerçeğin
sadece karşılaştırmalı fiyat üstünlüğü olmadığına inanan diğer bazı araştırmacılar
ise, kalite bileşenini de incelemeye almışlardır. Onlara göre, olgunluğa ulaşmış pazarlar ile
emtia pazarları (commodity markets) arasında bir takım benzerlikler mevcuttur.
Olgunlaşmış pazarlarda müşteriler rakip markalar arasındaki farkın oldukça
küçük olduğuna inanırlar ve bu tür pazarlarda marka bağlılığı düşüktür.
Dolayısıyla bu tür ürünlerin özel markalar kullanılarak pazara sürülmesi
halinde müşterilerin tercihi özel markalardan yana olabilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder